Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), yeni nesil teknoloji insansız hava araçlarını -yaygın adıyla droneları- Mars’a göndermek için çalışmalar yapıyor.
NASA’nın Swamp Works adını verdiği ekibi ve Amerikan Ordusu’nun ortak yürüttüğü projeyle tasarlanan ve prototipi yapılan dronelar uyduları, Güneş sistemindeki asteroitleri hatta Mars’ı ziyaret için hazırlanıyor.
Extreme Access Flyers adını verdikleri uzayda yolculuk yapması planlanan droneların bilim insanlarına data almada yardımcı olacağı gibi geleneksel yöntemlerle belirli mesafeden fazlasına ulaşamayan uzay araçlarının aksine daha fazla yol alacağı; böylece şimdiye kadar ulaşılamayan yerlerin de dronelar sayesinde görülebilmesi bekleniyor.
Uzun yıllardır Mars’la ilgili sayısız araştırmalar yapılıp efsaneler ortaya atılıyor. Bilim insanlarının uzayda üzerinde en çok çalıştığı konu Mars’ta Hayat denilebilir. Tam da bu aşamada bilgiye en çok ihtiyaç duyulan bu konuda Mars üzerinde inceleme ve araştırma yapacak dronelar yardıma yetişiyor.
Dünya gibi Mars’ın yüzeyinin de pürüzlü, 30 derece veya fazlasında eğime sahip dik kraterlerden oluştuğu biliniyor. Ayrıca yüzeyde birçok karanlık bölgenin de mevcut olduğu yine bilinenler arasında.
NASA’nın hedefi droneların büyük uzay araçlarının geçemediği engelleri geçmesi ve ulaşılamayan karanlık bölgelere ulaşması. Uzayda seyahat edecek droneların dayanıklılığı, rotorların havasız ortamlarda kullanılabilir olması da ayrı bir çalışma gerektiyor. Bunun yanı sıra Mars ve Dünya arası bağlantı ve iletişim de büyük önem arz ediyor.
Bilim insanları droneların boyutlarının diğer uzay araçlarından küçük olması sebebiyle uzayda avantaj sağlayacağından araştırma için en uygun cihaz olacağını düşünüyor.
Şu an birkaç modelle sürekli test edilen ve geliştirilen dronelarda her alanda karşımıza çıkan 3D yazıcılarla elde edilen parçalar otomatik uçuş sistemi için kullanılıyor. Bundan 5 yıl öncesine kadar droneların uzayda yolculuk yapması hayal edilemezken şu an Mars’a yolculukları söz konusu.
NASA’nın öncülüğünde yürütülen bu projenin başarılı olması halinde Güneş sistemi ile ilgili belki de daha önce hiç görmediğimiz gök cisimlerini görebilecek, hatta hayal edemediğimiz yerlere ulaşabileceğiz.
